5 Şubat 2014 Çarşamba

LİMONSUYU YAYLASI TARİHÇESİ !

Limonsuyu Yaylası nın tarihteki yeri M.Ö.ye kadar uzanır.

Tarih bilgilerine göre ONBİNLERİN   (M.Ö 427-335) kaçış yolu olarak kayıtlara geçer.  Batılı yazar, Xenephon Anabasis eserinde ONBİNLER ordusundan kalan 8.600 kişi  bu yol güzergahını takip ederek Matur Dağı'ndan Trabzon'a   gelmişler.

Osmanlı  Padişahlarından  IV. Murat İran a bir sefer düzenleyerek oradaki karışıklıklara  son vermeye karar verir. Gerekli hazırlıklar yapıldıktan  sonra  1635  de  Safevilere   karşı  Revan Seferine çıkar. Erzurum Kars  güzergahından  İran'a yaptığı  ikinci  seferini tamamlayıp Tebriz'den dönüşünde yorucu bir yolculuktan sonra  geldiği  Limonsuyu Yaylasında  konaklar.Bu esnada yorgunluktan su içme ihtiyacı duyar. Kendisine verilen yayla suyunu içtikten sonra  “oh ne güzel su  limosuyu kadar  güzel ve iyi su” demiş.  O günden sonra bu alanın adı LİMONSUYU YAYLASI  olarak anılır oldu.

15.09.1635 Cuma Günü  geldiği Sultan Murat Yaylasında konaklayarak Cuma namazı kılar. Bu nedenle  bu yaylanın adı  da Sultan Murat Yaylası olur.

Limonsuyu  Yaylası 2485 m. Yükseklikte yaz aylarında yaylalara çıkanların soluklandıkları,ihtiyaçlarını karşıladıkları bir yer. Mevki de Osmanlı  Geleneği hakimdi. Hanlar vardı. İnsanları ve hayvanları barındıran. Kahvesi, terzisi, berberi  ayakkabı tamircisi ve fırını vardı. Zaman ilerledikçe her  alanda olan değişiklikler gibi buraları da günün  gelişen şartlarına ayak uydurdu.  Hanlar yerini otele, aşocakları lokantaya  bıraktı. Yol hizmeti geldikten sonra  ihtiyaçlar günü birlik karşılandığından terzi,berber, ayakkabıcı iş yerleri kapandı. Limonsuyu Yaylası nın vazgeçilmez esnafı fakir babası, açları doyuran, kimsesizleri yatıran Behram Kumaş yaylacılar tarafından- Behram Ağa ,Dağların Babası -ünvanları ile anılırdı. 

Limonsuyu  Yaylası nın bulunduğu  alan başka tarih sahnelerini de  yaşandığı  bir yayladır.

1914-1918 Savaşlarında da bu  bölgede şiddetli çatışmalar oldu.  15 Mart 1915 de  Çaykara, Dernekpazarı, Of, Sürmene  ilçelerine giren Rus  lardan kaçan yaşlılar ve kadınlar yaylalara çekildi.18 Mart 1915 de Çanakkale deki başarımızdan sonra  kuvvetlerimizin bir kısmı doğya Soğanlı Dağlarındaki birliklerimize iltihak etti. 23 Haziran 1916 da Miralay Kazım kumandasındaki  keşif kolumuz bu çevrede bulunan Dernekpazarı Güney Mahallesi ve Çaykara İlçesi Kabataş Köyünün müşterek yaylası Yurt Yaylasında  Rusların keşif kolunu pusuya düşürerek süngüden geçirdi. Sultan Murat Şehitler Tepesindeki  Rus birlikleriyle yapılan çete  çatışmaları sonucu Şehitler tepesi de  teslim alındı. Rüyasında bu tepede şehit olacağını gören Çanakkale li  Yüzbaşı Seyfettin Bey ,bir subay, bir astsubay ve 70 erle birlikte 73 kişinin şehit düştüğü bu tepe de Şehitler abidesi var.Yurt Yaylası ile Yeni Yayla nın hakim tepelerinde istihkamların kalıntıları  var.

Yine aynı yörede Matur Dağı yakınlarında Harmantepe  Şehitliği mevcut olup bu yörede sadece yayla turizmini değil, Tarihi,doğanın güzelliklerini,temiz havayı bir arada ancak Limonsuyu Yaylası  Kumaşsoy Kardelen Otel de  yaşayabilirsiniz. 

Türkiye yaylaları, tüm dünyanın giderek daha fazla birbirine benzemeye başladığı yeni bin yılda, geçmişten gelen ve tadı yaşadıkça fark edilen; günümüz modern yaşamına göre Doğulu ve egzotik, tabiattan uzaklaştığımız ölçüde otantik yaşama biçimi olarak kuşatıcı ve farklı yaylalardır.

Yaylalar, bakir tabiatının kirlenmemiş havasını; billur gibi soğuk suları; yazın en sıcak günlerde bile ferahlatıcı serinliği; büyüleyici güzellikte manzaraları; hormonsuz ve dalında yavaş yavaş olgunlaşan bitkileri; tabii ortamlarında yetişen hayvanlardan elde edilen ve yapılan gıdaları sunarlar.

Habitatı bozulmamış bir çevrede yaşayan binbir çeşit yabanı hayvan ve bitki, insanı televizyonlarda izlenen belgesellerin kurmaca aleminden kurtarıp gerçek hayatın bir parçası kılar.

Rengarenk kır çiçekleri, dağ çayırları ile kaplı olan Karadeniz Bölgesinde ki Limon Suyu Yaylasının çevresi bir rakıma ulaşıncaya kadar genellikle Ladin türü Çam ağaçlarıyla kaplıdır.

Karadeniz kıyıları sahip olduğu yeşillikleri sadece bol yağmuruna değil, nemli ve sisli havasına da borçludur. Ancak sahil şeridindeki şehirlerde yüksek nem ve sisli hava yükseklere çıkıldıkça yerini pırıl pırıl bir Güneşe, bol oksijenli tertemiz havaya bırakır.

Karadeniz yaylalarında bitki örtüsü genellikle Köknar, Ladin, Sarı Çam, Sedir, Kayın, Meşe, Ihlamur, Karaağaç, Gürgen, Kızılağaç, Yabani Fındık gibi ağaç türleriyle Kardelen, Yabani Açelya, Orman Gülü, Gökovan gibi binlerce çeşit kır çiçeği ile kaplıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder